Oyun Hakkında Anılarım
Oyun ilk elime geçtiği zaman bilgisayarım yetersizdi ve oyunu açamamıştım. Arada zaman geçti ben bilgisayar aldım oyun da Steam kütüphanemde bir yerlerde unutulmaya yüz tutmuştu. Son zamanlarda aldığım oyunların hepsini oynamış ve yeni bir oyun arayışı içindeydim. Sonra bir umut kütüphanemi gezerken Metro 2033'e rast geldim. Oyun hakkında daha önce çok güzel eleştiriler okmuş, oyunun zor ve etkileyici olduğunu söylediklerini hatırlıyordum. Oyunu oynama serüvenim böyle başlamıştı.
Hikaye
2013 yılında bir kıyamet sonucu Dünyanın ve İnsanların neredeyse tamamı bir hiçliğe dönüşmüştür.Hayatta kalmayı başaran insanlar metrolarda yeniden bir medeniyet kurma çabasına girer ve Karalık Çağ adını verdikleri çağa girerler.
Yıl 2033 olduğunda metrolarda yeni bir jenerasyon meydana gelir ve istasyonda kuşatılan insanlar birbirleriyle yaşam mücadelesi vermeye başlarlar ve bununla da kalmayıp onları dışarıda bekleyen korkunç mutantlar da vardır. Karakterimiz Artyon kıyametten hemen önce doğmuş fakat metrolarda yetiştirilmiştir. Kendi bulunduğu Metro'nun dışına çıkmaya hiç cesaret edememiş Artyom bir olay sebebiyle kalan insanlığı uyarmak için Metro içinde korkunç bir serüvene başlar.
Atmosfer
Bu tip kıyamet sonrası veya kült bakış açılarına sahip oyunlarda en önemli şey o oyunun atmosferidir. Daha doğrusu bunu size nasıl yansıttığı. Peki bu oyun size bu atmosferi nasıl yansıtıyor. Yeteri kadar. Yeteri kadar dememin sebebi tam olarak o dünyada yaşadığımı hissedememem. Oyun içinde merminizi gaz maskenizin gazını tam camını da sağlam tutmanız gerekiyor. Bunlar hoş şeyler fakat gerçekten o dünyada hayatta kaldığımızı bize hissettirmesi için açlık ve susuzluk barları da hiç fena olmazdı. Evet oyun zaten zor bu şekilde daha da zor olurdu ama bu sefer gerçekten hayatta kaldığımı hissedebilirdim. Oyunun atmosferinin en güzel yansıtıldığı zaman metrodaki yaşamaya çalışan sivil halkı gördüğünüz zaman oluyor. Korkmuş çocuklar, travmaya uğramış yaşlı insanlar. Tüm bunlara rağmen de ayakta kalmaya çalışan insanlar. Çocuklarının etrafta oynayıp mutlu olmasını görmek isteyen anneler. Gerçekten içiniz acıyor.
He ya en önemli şeyi unuttum. Müzikler. Atmosfere etkisi o kadar büyük ki. Her oyunun müziğini unuturum. Abartısız oynadığım her oyunun müziğini unuturum. Ama bu oyunun müziği insanın damarlarına işliyor. Arada açıp YouTube üzerinden de dinlerim. Tabi oradan dinleyince o kadar etkili olmuyor ama olsun. Temposu çok yerinde müzikler kullanarak unutamayacağım bir atmosfer yarattı bu oyun.
Karakterler
Oyun içindeki karakterler pek aklımda kalmadı açıkçası. Oyun başında adamın biri bizden bir iyilik istiyor ve karşılığında da AK tüfeğini vereceğini söylüyor. Tüm yolculuk boyunca da bizimle muhabbet edip hayat hikayesini anlatıyor ancak tek bir kelimesini bile dinlemedim.Ve bir de yanımızda olan ve birnevi silah dostumuz olan Miller var. Önceki incelememde hiç susmayan bir yoldaşın oyuna kattığı güzelliği anlatmıştım. Miller da sürekli konuşuyor. hiç susmuyor. AMA BU ADAM ÇOK SIKICI LAN. Esprileri o kadar da hoş değil ve sürekli oyun hakkında bilgiler veriyor. Aslında bu da iyi bir şey. Demek oluyor ki oyunun hikayesini etraftan topladığımız parça pinçik bir takım şeylerden çıkartmayacağız. Ama bu kadara da gerek olmadığını düşünüyorum. Ha ben böyle abartınca düşünmeyin ki adam her daim konuşup anlatıyor. Sadece oyun esnasında yanımızda olduğu zaman konuşuyor ve her daim de yanımızda değil. Neyse ki değil : )
Ve son olarak da biz yani ana karakter kalıyor. Ana karakterimizin bir kişiliği geçmişi ve hikayesi var ancak oyun içinde ne sesini duyuyoruz ne de yüzünü görüyoruz. Hal böyle olunca karakter gelişimi diye bir şey de kalmıyor. Sadece oyuna başlamadan önce bir takım cümleler söylüyor. Onu da sanki yükleme ekranında sıkılmamamız için koymuşlar gibi.
Savaş - Oyun Mekaniği ve Oyunun Size Tanıdığı Özgürlük
Öncelikle şunu belirteyim ben oyunu normal zorluk seviyesinde oynadım ve yazacaklarımın hepsini oynadığım zorluk seviyesine dayanarak yazacağım.
Oyunun savaş mekaniği 2 yönlü. Sizden ya gizli yapmanızı ya da Allah ne verdiyse dalmanızı istiyor. Ama oyun sizi daha çok gizli olmaya itiyor. Çünkü taşıdığınız mermi sayısı çok komik bir sayı olabiliyor. Oyunun düşman dizilimi öyle 3-5 tane ile bitmiyor. Bir koridorda en 10 kişi olduğu zamanlar oluyor. Ee haliyle merminiz de hepsiyle çatışmaya yetmiyor. Birden fazla silah taşıyabiliyorsunuz ancak hepsinde yeterli mermi olduğunu da düşünmeyin derim. Önünüze çıkan insanlarda mermi kullanırsanız bir sonraki adımda kapışacağınız yaratıklara mermi kalmıyor ve kaçmak zorunda kalıyorsunuz. Oyun seve seve sizi gizli yapmaya itiyor yani. Ama gizli yapması da o kadar kolay değil. Belli ki bölüm dizaynı üzerine oturulup düşünülmüş. Bastığınız yerdeki cam kırıkları, konserve yiyecek kutuları, çakıl taşları ve benzerleri. Masada duran ışıktan yansıyan gölgeniz. Bunlar hep gizliliği zorlaştıran etmenler. Şimdi diyeceksiniz, ee kafa atma zor gizli yapma zor. Kafa atarsanız sonuçlarının ne olduğunu yazdım. Mermisiz bir şekilde yaratıklarla savaşmak istiyorsanız buyurun. Bu katagoride son olarak bahsedeceğim şey de silah modifiyesi ve çeşitliliği. Silah modifiye parçalarını mermi ile alıyorsunuz. Aynı zamanda silahları da öyle. Oyunun para birimi mermiler. Metroda varolmayan silahların mermileri ile ticaret yapıyorsunuz. Mermileri bulması zor. Bulduklarınıza da ulaşması zor. Çoğunluğu düşmanlardan çıkıyor. Silah çeşitliliği pek fazla değil. Olmaması da normal açıkçası. Öyle bir mekanda öyle bir kıyametten sonra kim nereden silah bulacak? Yine yok değil yeteri kadar var ve bunlar beni tatmin etmeye yetti. Silah modifiyeleri ve fazla olmasa da yeterli. Susturucu ve dürbün dışında fazla şey yok. Bana kalırsa gerek de yok. İşimi genellikle fırlatma bıçağı ve pala ile hallettim. Ve oyun mekaniği hakkında söylemek istediğim son şey zorluk seviyesi. İlk başta Zor modda açmayı düşünmüştüm ki açsaydım herhalde kriz geçirip oyunu silerdim. İstediğiniz zaman ESC tuşuna basarak zorluk seviyenizi değiştirebiliyorsunuz. Oyun da zor olduğunun farkında yani. Ama yine de size neyde başladıysanız öyle devam etmenizi öneririm.
Vakit ayırıp okuduğunuz için TEŞEKKÜR EDERİM. Umarım yardımcı olmuşumdur.